Güneş Doğar, 8 Ocak 2000 tarihinde hayata gözlerini Ankara’nın Sincan kentinde açmıştır. Kendisi yasak ilişki sebebiyle dünyaya gelmiştir. Bu ilişkiden sonra annesi ve babası boşanmıştır. Velayeti ise annesinde kalmıştır ancak annesi henüz 6 aylıkken onu bırakmıştır. Güneş’i babaannesine bırakan annesinden daha sonra hiç haber alınamamıştır. Babası ise Ankara Sincan’da bir pavyon işletmeciliği yapmaktadır. Güneş, büyüyüp okul çağına geldiğinde ilkokula başlamıştır. İlkokula bir türlü alışamayınca kendi içine kapalı olmaya başlamıştır. Son sınıfa gelene kadar hiç bir şekilde dışa dönük olmamıştır. Babannesinin ona aldığı bilgisayar onun arkadaşı olmuştur. Online oyunlarda iyice arkadaş edinmeye başlamıştır. Böylelikle okul hayatına devam eden Güneş, lise sınavına girerek bir meslek lisesinde okumaya başlamıştır. Meslek lisesinde bilişim teknolojileri bölümünü seçmiştir. Yazları ise babasının zoruyla sanayide bir kaportacıyla çalışmaktadır. Sanayideki kaportacı, uyuşturucu-sentetik hap ticareti yapmaktadır. Aslında Güneş bunu bilmemektedir. Farkında olmadan bir kere Güneş’e bir çanta vererek bunu git durağa bırak gel otobüscü alacak diyerek ona uyuşturucu kuryeliği yaptırmaya başlamıştır. 1-2 yıl boyunca kaportacıda çalışmaya devam etmiştir. Artık her şeyin farkındadır. Hayatı sevdiği kadar uyuşturucudan da uzak durmaya çalışmıştır. Bu süre boyunca liseden mezun olan kaportacıda işe devam etmiştir. En sonunda uyuşturucu illetini taşımak kendine zarar vermeye başlamıştır. Psikolojik olarak çöküntüye uğramıştır. Duş alırken aklına sürekli o anlar gelmektedir.

Günün birinde bu uyuşturucu kuryeliğine devam ederken canına tak ederek polisi arayıp kaportacıyı ihbar etmiştir. Polis ihbarı ciddiye almadan kaportacıya gidip uyarı vermiştir. Daha sonrasında bu durumdan da hoşnut kalmamıştır. Oyun sayesinde edindiği çevre ile sanal soygunlar yaparak insanların kart bilgilerini çalmak gibi çeşitli aktivitelerde bulunmuştu. Aynı işlemleri, çalıştığı kaportacıya yapmaya başladı. Önce kartından ufak bir mebla çekmeye başladı. Günden güne bu durumu arttırmaya başladı. Bir sabah dükkanda menemen yerken, kaportacıya video izletmektedir. Videoyu izleyip sonuna doğru gelince arkadaşından Kaportacının Adı Soyadını içeren bir dekont mesajı gelmiştir. Kaportacı bunu görüp hemen telefona sarılmıştır. O sırada bu zamana kadar yaptığı tüm işlemler ortaya çıkmıştır. Telefonu orada bırakıp hemen kaçmaya başlamıştır. Kaportacı da kovalamıştır ancak bir araya gelince kaçmayı başarmıştır. Hemen evinin yolunu tutan Güneş, babannesine bir mektup yazmıştır. Ve bilgisayarını parçalayıp içindeki harddiskleri çantasına atarak kaçmıştır. Babannesi bu durumdan şüphelenip Müge Anlı’ya bile çıkmıştır. (Sonuç: bulunamamıştır.) Artık bulunduğu yerden kaçması gerektiğini düşünmektedir. Ankara’dan İstanbul’a, İstanbul’dan Edirne’ye kaçmıştır. Sınır kapısına geldiğinde ise hiç bir şekilde ne yapacağını bilememiştir. Bölgede bulunan mültecilerle birlikte çıkmaya çalışmıştır ancak başarısız kalmıştır. Sınır kapısına tezgah açan kaçakçıların radarına yakalanıp köşe kuytuda kaçakçılardan teklif almıştır. Bu sayede Yunanistan’a kaçmıştır. Orada bir kaç yıl yaşamıştır. Yaşadıktan sonra gelen yasa ile birlikte Yunan Vatandaşlığı almıştır. Hayatına orada devam ederken kaportacının iş yaptığı adamlar izini bulmuştur. Bunu anlayan Güneş, Kaliforniya’ya kaçmıştır. Oradan da ada ülkesi olan Los Santos’a kaçarak izini kaybettirmiştir. Los Santos’ta hava limanında bir kaç gün geçirdikten sonra kendisi kalacak bir yer aramaya başlamıştır…